4 Haziran 2017 Pazar

Yusuf’un Yüzünün Nuru...


Sokaktan geçerken Yusuf’un yüzünün nuru 
o civarda bulunan köşklerin, evlerin pencerelerinden, 
kafeslerinden içeriye vurur, düşerdi. 
Köşklerde bulunanlar: 
“-Belli ki Yusuf gezmeye çıktı, 
şimdi buradan geçiyor!” derlerdi. 
Köşede bucakta oturanlar da duvarlarda ışıklar, 
parıltılar görünce, Yusuf’un oradan
 geçtiğini anlarlardı. 
Yusuf’un geçtiği sokağa penceresi bulunan ev, 
onun oradan geçişinden şereflenir, nurlanırdı. 
(Ey kardeş..) Aklını başına al da 
evinin penceresini Yusuf’un geçtiği sokağa aç; 
ve pencerenin önüne oturup onu seyret! 
Âşık olmak demek, nur gelen tarafa pencere açmaktır. 
Çünkü gönül, gerçek dostun yüzü ile aydınlanır, nurlanır.

“Ey yolcu!.. Hicret yoluna!


O’nu andım, O’nu andım, O’nu andım. 
O’nda kendimi anımsamak için. 
O’nu anılarında aradım, 
Evinde, yurdunda, dokunduğu
 her şeyde hep O’nu aradım.
O’nda kendimi bulmak için . 
O’nu çağırdım; “Ey!.. sevgili”
 “Ey!.. sevgili” 
“Ey!.. sevgili”
 Ruhumun diliyle sessiz ve sözsüz bağırdım, 
O’nda kendimi işitmek için...
 Ne geldiyse dilime hepsinde O’nu söyledim, 
 Her harfde 
Her sözde 
Her cümlede 
Her satırda 
Her sayfada kitapta 
Ve tüm hayatta O’nu… 
Sadece O’nu anlattım.
O’nda kendimi dillendirmek için. 
Şiirlerimde; “kader yardım etti” 
yazdım ve şükrettim 
“Kader mahkûm etti” 
yazdım ve feryâd ettim. 
Şarkılarımda; “Bulutlar ağladı, çiçekler güldü. 
Güneş söndü, dolunaylar doğdu. 
Yıldızlar küme küme eteklerimize döküldü” 
notalarını çaldım. 
O’nda kendimi bestelemek için. 
Soğuk fırtınalar koptu kuzeyden. 
Ilık rüzgârlar esti güneyden.
Şimşekler parladı, gökler gürledi.
Çöl yağmurları gündüzü geceye çevirince 
Seslendim kendime; 
“Ey yolcu!.. Hicret yoluna! 
Hicret yoluna!”
 Yön verdim gidişime 
O’nda kendi yönümü çizmek için. 
Çoraklardan verimli topraklara göç eden çobanlar, 
Hayallerden gerçeğe kaçan dostlar, 
Salınarak yürüyen zarif kadınlar, 
Aşklarına koşan alyanaklı kızlar, 
Ya da benzer şeyler duyarsanız bende. 
Nice sırlar, nice nurlar vardır 
sözlerimin mahzenlerinde. 
Ve taşınırım kelimelerin çukurundan 
Göklere giden kervanlarla
O’nda kendi zirveme çıkmak için. 
Şiirimi işiten bilge ve bilgin dost... 
Dizelerimin zâhirine bakma. 
Yüceyi duy, Yücelerin yücesini işit!..
O’nda “yok olmuş”Muhyiddîn İbnül Arâb’ım ben. 
Varlığımı yazdım O’nda kendimi okumak için. 

Muhyiddîn İbnül Arabî


 
Free Flash Templates Riad In Fez Free joomla templates Agence Web Maroc Music Videos Online Free Website templates www.seodesign.us Free Wordpress Themes www.freethemes4all.com Free Blog Templates Last News Free CMS Templates Free CSS Templates Soccer Videos Online Free Wordpress Themes Free CSS Templates Dreamweaver